KİMYAMIZ TUTTU.

Hep matematikten konuşacak değiliz ya; size bugün kimyadan bahsedeceğim. Nasıl bir şey olduğunu, hayatı (g)özlemek ile nasıl ilgili olduğundan dem vuracağım.

Çok uzatmayayım ve bodoslamadan gireyim konuya en iyisi.

Önce kimyasal bir reaksiyonun doğasını anlatayım; destur olsun, olmasın. Bir kimyasal reaksiyonda yüz birim başarı/doğruluk/verim için geçen bir süre vardır. Her bir birim eksiği (bile) verimsizliktir. Biz, verimsizliği kabul etmeyeceğimizi/edemeyeceğimizi şart olarak alalım. Burayı açmak gerekirse; yüz gram ürün istiyor olalım ve optimum olarak bunu sağlayacak kadar hammadde koyduğumuzu hayal edelim. Ve gerek şart olarak ne bir artık ne de bir atık istemediğimizi hayal edelim eşzamanlı olarak.

%100 verim almak şart madem, işin %90'ı için geçen süre %10 iken, %10'u için geçen süre %90 kadardır. Yani, öyle bir yer vardırki, reaksiyon öyle bir hale gelirki yavaşlar, yavaşlar, yavaşlar ve artık süreç işlemez (gibi) olur. Tırmalarsın, karış(tır)ırsın, uğraşırsın; o kalan %10'u gerçekleştir(ebil)mek için. Oradan sonrası, aşırı emek ister. Sabır ister. İste(me)k ister. Aşk ister. İhtiras ister. Yürek ister. Can ister. Feda(kârlık) ister. Nasıl mı? Bir örnek ile anlatırsam daha iyi anlaşılacak sanırım.

Taksim Meydanı kadar kadın ve erkeğin bir arada olduğunu düşünün (ki bu kıymetliler reaksiyonumuzun molekülleridir). Her birine bir görev verdiğimizi düşünün (ki bu görev de reaksiyonun istediğimiz sonucu, ürünüdür). Kadınlara (onlara uyan) bir erkek bulmalarını, erkeklere de (onlara uyan) bir kadın bulmalarını görev olarak verelim. Hadi yine matematikten kaçamıyoruz madem; destek alalım bir kez daha. Meydanın yüzbin kişi aldığını farzedelim. Ve bu yüzbin kişinin tam yarısının kadın, diğer yarısınının da erkek olduğunu farzedelim. (Cinsiyetten bağımsız adam olmak konu dışıdır bu arada) Hani başta dedik ya; hedef amaç için optimum hammadde koymuştuk/koymamız gerekli diye. Bir kadına bir erkek, bir erkeğe bir kadın olmalı (tam da olması gerektiği üzere). . .

Görevi, herkes biliyor; orada oldukları andan beri. Ve dedik ki; "haydi eşinizi bulun. İstediğinizi/bütünlerinizi/(diğer) yarınızı bulun. Toplam sürenin % 10'unda elli bin kadının kırk beşbini,  elli bin erkeğin kırk beşbini diğer yarısını (rahatlıkla) bulur. Ancak asıl mesele kalan beşbinin diğer beşbini bulmasıdır. Daha da ileri gitmek istiyorum; konuyu iyice dramiteze etmek için.

Kalan beşbinin dörtbinbeşyüzü diğer dörtbinbeşyüzü ite kaka da olsa bulur. Bulur bulmasına da; o kalan beşyüzer var ya (elli binde beş yüz olanlar yani) etraflarında binlerce ama binlerce çift varken iyiden iyiye zorlanacaktır besbelli. Hadi, iyimseriz diyelim.  Ellerine bayrak verdik, navigasyonla lokeyşın verdik. Beşyüzerin dörtyüzellişerini murada erdirdik. Ancak kalan elli kadın ile elli erkeğin hali haraptır vesselâm. Yardıra yardıra hareket etseler bile, eşleri(ni) bulmakta aşırı zorlanacaklardır. Çoklukla pes etme eğiliminde olacaklardır. Bulmaktan ümitlerini keseyazacaklarıdır.

İşte buradan sonrası, enikonu emek, sabır, umut ve aşkın konusudur. Koca meydanın öte ucunda bile olsa ona uygun eşi bulmak isteyen mutlaka bulacaktır. Evet vakit alacaktır. Evet zor olacaktır. Ama ve ancak isterlerse bul(uş)acaklardır. Yılgın bir reaksiyon a(r)tığı olduğunu kabul etmezlerse olacaktır. Kadın yahut erkek, kendisine verilen ve dahi kendi hedefinin farkındaysa amacın olmasına engel yok; kendinden gayrı. Tıpkı hayat gibi yani. . .

'Kimya(mız) tuttu' deriz ya; işte burası hiç de tesadüf değildir. İşte burası, ister bilinçli ister bilincimizin de üstündeki yüksek kudretin (reaksiyoncunun) eseri olsun; çok özeldir. İster birinci saniyede olsun, ister sonuncu; kimyanızın tuttuğu kişi sizin eşinizdir/denginizdir/dengenizdir.

Unutmadan, seneler önce bir dostun bana dediği cümleyi hatırladım apansız. "Aramaktan vazgeçebilirsin, bulmaktan asla geçme"

Sevgiyle 19

(Not: Fotoğraf alıntıdır)

✅ Bu içerik Kişisel Blog – Hayatı (G)özlemek tarafından hazırlanmıştır. Kullanmak ve/veya kopyalamak isterseniz serbestsiniz. Helaldir yani 😉👌

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaparken:
1. Yaptığınız yorumun, mutlaka yazımla alakalı olmasına özen gösteriniz.
2. Yorumlarınızda yazım ve dil bilgisi kurallarına uymaya çalışın lütfen.
3. Konu ile ilgili olmayan sorularınız için İletişim sayfasını kullanınız.