Dalgalı Mutedil


Şiir gibi, his gibi. Hem öyle gibi hem böyle gibi.
Dalgalı mutedil işte.
۝
GEÇMİŞİN ESERİ, GELECEĞİN UMUDU
Tanrının suluboya çalışması gibi
ama değil. . .
Gölge oyunları gibi
ama değil. . .
Canım gibi
ama değil. . .

Aslı ile faslı aynı olduğunda
gibi gibi bile olmayacak.
..Sevgiyle 19..
.............................................................

KEŞKE
 Keşke seni uyanık görseydim
en derin gecelere, karanlıklara inat.
Keşke seni görseydim tekrar,
isteyen ve bunun için her türlü riski göze alan olarak.
Keşke seni, (s)özünün doğrultusunda iken tatsaydım tekrar
hedefinin dışında kimsenin anla(ya)mayacağı dillerde konuşurken.
Keşke seni sarabilseydim aşk ile
kimsenin böylesine sarılmadığını hissettirecek kadar.
Keşke seni anlayabilseydim
senin bile kafirce yok sayamayacağın kadar.
Keşke seni koklayarak öpebilseydim kıymetini bilmişliğimle
tıpkı annem gibi, tıpkı çocuğum gibi.
Keşke seni sevmeseydim böylesine
Keşke yanmasaydım o "keşke" cehenneminde.
 ..Sevgiyle 19..
 .............................................................

ATEŞ EHLİ!
Meyilliyim ben karanlık tarafa
Kararmalarım bundandır.
Kararsızlıklarım da bundandandır.
Aşırıdır bende her şey,
Uçlardadır
Maniktir, 
Depresiftir.

Kızgınlığım bundan,
Küsmem de bundandır.

Hep hep, ya hiç. . .
Ya melek, ya şeytan
Ya aşk ya gazap
Ya huzur ya -suzluk
Ya özlem ya nefret
Ya muhabbet ya -sizlik

Meyilliyim ben karanlık tarafa
Kaçmaya çalışmam boşadır gibi gelir

Ateştir beni anlatan.
Yerim ateştir.
Yurdum ateştir.
Yatağım ateştir.
Yediğim ateştir.
İçtiğim ateştir.

Yıldızım ateş,
Geldiğim yer ateş,
Korkarımki, 
Menzilim ateş. . .
..Sevgiyle 19..
.............................................................
YENİ YIL/YENİ BAŞLANGIÇ DUASI
 Kalbindeki duaya,
İstediğin huzura,
Beklediğin insana,
(G)özlediğin sabıra,
Ulaşasın emi.

Hak ettiğin sevgiye,
Muhabbetin tam kendisine,
İnsanlığın en saf kıymetlerine,
Gerçekleşebilir tüm hayallerine,
Yakın olasın emi.

Özlediğin tatili,
Her zaman güzel havadisleri,
En güzelinden süprizleri,
Hep yaşayasın emi.

İhtiyacından fazla paradan,
Seni bozacak şâşâdan,
Can sıkan çakma insanlardan,
Hastalık, çaresizlik, tasadan,
Cevapsız tüm sorulardan,
Uzak kalasın emi.

Kötüler zaten geçti,
Farkettiysen içini titretti,
Kendin(i) gör anla diye,
Seni çok kıymetlendirdi,
Bunu çok iyi bil sen emi.

Yeni bir yılda,
Bu, bilmediğin yaşında,
(U)mut dolu yarınlarında,
Acı olmasın aşında emi.

Hakikatlerin sarayına,
Sevdiklerinin rüyasına,
Yarın başlayacak yeni hayatına,
Hoş giresin emi.
 ..Sevgiyle 19..
 .............................................................
ŞEREF VE ONURLA KIYMETLİMİN ŞİİRİDİR BU. DİL LÂL OLUR; BÖYLESİNE DERİN ANLAYABİLMEYİ/ANLATABİLMEYİ BİLEN KARŞISINDA. NASİP ETSİN. . . (Noktasına bile dokunmadan)

  BEYAZ ACI 
Yıkılmışsın görüyorum.
Ağır geliyor her şey.
O güzel gülüşlerin, 
Donakalmış yüzünde;
Yağan karlar bile yasta. . . 

Sevgi dolu yüreğin,
Kim bilir nasıl acımıştır.
Savaşamamışsın, hissediyorum.
Yaralanmışsın hep,
her yerin kan olmuş
İyileşemiyorsun
Ölmek üzeresin, 
yeniliyorsun, yeniliyorum.

Çaresizlik nasıl da yakıyordur içini şimdi.
"Eskiden ne de güzeldi her şey" düşünceleri
Parçalıyordur ruhunu, biliyorum.

Atlatalım bu savaşı
Söz veriyorum,
Sarfedeceğim sana
Uçurumda açan sevda sözcüklerini
Çünkü inan bana!
Ölüm bile;
Senin bu halinin yanında daha güzeldir.

Y.A. (Şâdolası şey)
..Sevgiyle 19..
.............................................................
 NASIL İFADE ETSEM?
Gidilemeyecek değil,
Gelinemeyecek değil,
Sevilemeyecek değil,

Hiç de kolay değil
Öylesine, hemencecik 
ifade edilebilecek gibi değil. . .
..Sevgiyle 19..

.............................................................
BEN NERDEYİM, SEN NERDE?
Aradığın yerde değilim
Andığın yerdeyim

Bana sorarsan;
Kalbime bakıyorum; oradasın.
Bedenime bakıyorum; oradasın.
Beynime bakıyorum; oradasın.
Geçmişime bakıyorum; oradasın
Hayallerime bakıyorum; oradasın.
Dünyama bakıyorum; tam ortasındasın.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
SEVGİ VS. . .
Aynı dili konuşabilmek
Benim gibi konuşan diyebilmek
Senin gibi konuşabilirim demek

Anlayacağı dilden konuşmak. . .
..Sevgiyle 19..

.............................................................
BİR BAVULLUK HİKÂYE
Kim bilirdi?
Kim anlardı?
Üç beş çamaşır
Birkaç elbise
Bir diş fırçası
Belki haylicesi, belki de değil

Ama. . .

Binlerce an(ı)
Onlarca his. . .

Sorsan;
Bir bavulluk hikâye.
Bilene, anlayana sorsan;
Neresinden bakarsan bak,
Önünde sonunda,
Güzel bir hikaye
..Sevgiyle 19..
.............................................................
SURET
Her surette (sen) varsın
Her surette (sen) olacaksın
..Sevgiyle 19..

.............................................................
GEMİLİ, BALIKLI DENİZ
Sessiz gemiler zamanı. . .
Gemilerin sessizliği; başka deyişle.

(Zam)anın uçup gittiği gemi gibi. . .
(Zam)anını yaşayan deniz gibi. . .
(Zam)ansız yaşayan balık gibi. . . 

Kâh dalgalı,
Kâh sakin,

Bazen koyu lacivert,
Bazen masmavi; ışıl ışıl.

Hepsi bizden,
Hepsi bize,
Hepsi bizde

Sorarım kendime,
Gün be gün,
An be an. . .

Gemi misin?
Deniz mi?
Balık mı?

Sonra sorarım insanlar(ım)a bir de;

Gemi misin?
Deniz mi?
Balık mı?

Hepsi bizden,
Hepsi bize,
Hepsi bizde
..Sevgiyle 19..
.............................................................
GECENİN ŞEYSİ
Gece gece gelir aklım hep
Hece hece
Mısra mısra
Dökülür dilimden kelimeler
Gündüz suspus da değilim oysa
Sivrilikler gider de
Yumuşar dilim
Acı(ma)yı bilmem bundandır
Geceleri sevmem bundandır
Şiiri sevmem bundandır.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
SORULAR
Bir yanda;
'sorulmuş sorular'
Ve dahi verilmiş cevaplar.
Diğer yanda;
'Sorulmamış sorular'
Veril(e)memiş cevaplar.
Daha doğrusu;
veril(e)memiş olmasın diye,
Sorulmayan sorular. . .
..Sevgiyle 19..
.............................................................
(G)ÖRÜLMEK
Görülüyor olmak için sevilmek gerek
görünmez olmak için ise sevgisizlik yeter haylice.
Kimse görünmez olmak istemez, isteyemez.
Madem sevgiden, alak(a)dan yaratıldık;
'değil' değil ama
değilmektir arzumuz.
görülmektir hissettiren.
İster bir anlığına,
ister ömürboyu. . .

Görülmeyen sevgisiz kalmıştır.
Çorak çöllerde yüzleşmektedir ölümle
Çünkü görülmemek de,
sevgisizlik de 
ölüm gibidir;
'evlerden ırak' dedikleri cinsten.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
HASRET
Herkes bir şeylere hasret
Kimisi sevdaya
Kimisi dürüstlüğe
Kimisi gerçeğe
Kimisi kısacık bir sohbete
Kimisi kavurmaya
Kimisi üzerinde toprak kokusu tüten domatese
Kimisi aşka ya da derinden tutkuya
Kimisi saniye olsa bile dokunmaya, değmeye
Sarılmaya
Koklamaya. . . 

Hasretiz işte
Hasretiz; eksiğimizi, arzuladığımızı görmeye

Hasretiz işte
Hasretiz
Yani sevdadayız
..Sevgiyle 19..
.............................................................
(G)ÖZ GÖRÜSÜ
(G)örmek isteyen (g)örecek.
Bilmek isteyen bilecek.
Anlamak isteyen anlayacak.

Kimisi yeşil kodlarla görür;
tıpkı seçilmiş kişiymiş gibi.
Kimisi burnunun ucunu bile. . .

Ancak önünde sonunda
Elbet (g)örecek;
arayan,
ve dahi anlamak isteyen.

Kaybedince bilecek.
Kaybedeceğini anlayınca bilecek.
Kaybedeceğini hissedince bilecek.

Kaybetmeden bilecek. . .
ve işte o zaman gerçek kıymet olacak.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
 SORU DOĞRU AMA CEVAP ZOR. . . MANZARA TAM DA BU
Bir mezarlık,
bir hastane,
bir apartman. . .

Bir apartman,
bir hastane,
bir mezarlık. . .

Hangisi canlı?
Hangisi hasta?
Hangisi ölü?

Herbiri diğerine bakar da
Òykünür;

Mezarlıkta cana, yaşama muhtaçlar
yoğun farkında(lık) ama
faydasız keşke(ci)ler. . .

Hastanede, anda farkındalar
Bitse de, biter mi diyenler
Umutlu keşkeler. . .

Apartmandakiler. . .
Ne (u)muttakiler,
Ne de farkındalar
Bitmez, tükenmez sanırcasına
küstahça
umarsızca
izansızca
hep orada kalacak sanıp
sevgiden, şükürden bigâne kalanlar

Kim ölü?
Kim hasta?
Kim canlı?
..Sevgiyle 19..
.............................................................
KÂİNAT
Kâinat bir âmâ halindeydi.
Benzeri olmayan
bir aşk ile başladı.
Öyle bir patlama ki;
Ne görüldü,
ne görülecek benzeri.
Ne böyle sevildi,
ne de böyle sevilecek. . .
Koca bir kâinat vâr oldu sayesinde.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
DARLANMA
Yine o bildik,
tanıdık darlık duygusu. . .
Çöktü içime ağır, koyu gri bulutlar.
Belliki bir yerlerde yağmur yağmakta.
Buralarda da ha yağdı, ha yağacak.
Yakında güneş açacağını bilmesem;
öldürecek sanırım
beni bu darlığı(n/m).
..Sevgiyle 19..
.............................................................
İSTİYOR MUSUN?
(G)üzelim demek istiyorsan, illa;
üzül(ebil)meye hazır ol.
(B)ilmek, (b)ilmek ile, evet.
(C)an vermek gerek,

(c)an almak ya da. . .
(H)ak olmak için
(h)ay(k)ırmak gerek,
tam da orta yerden.
(K)ayırmaksızın, adaletle;
çok da olsan, az da, yahut tek başına. . .
ama mutlaka öz(ü)gürce.
(D)eğmek gerek bazen,
çoklukla (d)eğilmeye hazır olarak.

..Sevgiyle 19..
.............................................................
 ➤ HAYIR !
Gerçek sonsuza değin saklanabilir mi?
Güneş balçıkla örtülür mü?
Eşkıya dünyaya hükümdar olur mu?
İyiye, güzele dair ne varsa, ne kaldıysa dünyadan silinir mi?
Bir tek can bile kalsa şu hayatta;
Şeref, haysiyet, onur, vefa ölür mü?
Can parçalarını yetiştiren elleri öpülesiler oldukça (u)mut biter mi?
Emek tükenir mi?
Cennet yok olur mu?
Sevgi, tebessüm değersizleşir mi?
Menfaat olmadan, cânı gönülden adananlar yeryüzünden silinir mi?
..Sevgiyle 19..
............................................................
LEYLA İLE MECNUN
Kadın ya da erkek farketmez
Herkesin bir Leyla'sı vardır.
Kimi ifade eder,
dile gelir,
hakkını verir.
Kimisi ifade dahi edemez.
Ne hakkını verir.
Ne de hakettiği değeri.
Ah! kocaman bir 'ama' var burada.
 Her koşulda;
Leyla'sı olan,
Mecnun olmaya adaydır.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
SORU-CEVAP
Kadına sorsan;
"Bir erkeğin duygusal beslenmeye ihtiyacı yok" der.
Ekler sonra;
"Ama bizim var!"
Sormaz, bilir(miş gibidir) !

Erkek sorulmamışı cevaplar;
"Babanın sana verdiğinin
yarısını geçen biriciklik istiyorsun; güzel orası kolay"
Bu sefer de o ekler; bu defa soru kipiyle;
"Annemizin bize verdiğinin yarısı kadar güven veriyor musun(uz)?"
Hızını alamamışçasına devam eder;
"Anlamıyorsunuz diyorsun(uz) da,
anlayanlardan mısın(ız) peki?"
..Sevgiyle 19..
.............................................................
 BU ŞEHİR
Köprüleri ile ünlü bu şehrin,
köprüleri yıkıp atan insanları.
Taşı toprağı altın olan bu şehrin,
tenekeden insanları.
İnci gerdanlığı ile bilinen bu şehrin,
keçiboku mizaçlı insanları
Medeniyetlerin, medeni olmanın beşiği bu şehrin,
Vahşi, izansız, saygısız, sevgisiz insanları.
..Sevgiyle 19..
............................................................
 NOTALAR(D/L)A YAŞAMAKTIR HAYAT
Do-yamadım, doyamıyorum sana.
Re-ngisin şu renksiz dünyamın.
Mi-nik suratlım, miniğim benim.
Fa-rkındayım senin sen, benim de ben olduğumun.
Sol yanımsın işte, başka ne diyeyim?
La-vanta kokulu kadınımsın.
Si-nemin taa içindesin; çıkmadın, çıkamazsın.
Do-yama(dı)m dedim; anlamadın mı?

Majorüm ayrı,
Minörüm apayrı
Her koşulda hepsi,
aynı gâmın var'ı
..Sevgiyle 19..
.............................................................
 İL(L)E
'İle'dir bağla(yı)cım.
Bağlar bende ilişikleri.
İlişkilendirir apansız hemdemleri,
olmazsa olmazları.
Benzer olurlar bazen,
bütünlerler haylice.
Bazen barışık, bazen (g)ayrı.
Uyumlanır bazısı da,
bazısında biri varken, öteki yok.

Biri (y)anıldı mı, diğeri mutlaka;
dile gelir,
gönül(d)e düşer,
zihinde belki...

Eksi(k) ile Artı(k),
Kurt ile Kuzu,
Güfte ile Beste,
Deniz ile Güneş,
Çocuk ile Anne,
Ferhat ile Şirin
Çekiç ile Çivi,
Şeytan ile Melek,
Erkek ile Kadın,
Bir ile Dokuz

Daha çok var ama;
Ben il(l)e Sen..
..Sevgiyle 19..
.............................................................
GİBİ
Bazen limon gibi ekşi,
Bazen bal gibi tatlı,
Bazen biber gibi acı. . .
Ama hep;
gibi. . .
..Sevgiyle 19..
............................................................ 
MUM GİBİ
Mum mu yanar?
Yoksa fitili mi?
Dışımız yanar gözükse de 
Aslında içimizdir tükenen.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
BEYAZ SAYFA
Beyaz bir sayfaydık
Lekeler düştü üzerimize
Bazısı mürekkep lekesi gibi içimize işledi;
yayıldı hücrelerimize.
Ancak hâla beyaz sayfayız.
Görmek isteyen böyle de (g)örecek.
Siyah, kapkara bir kağıt de(n)meyecek;
bakabilende, (g)örebilende ama
Dese dese;
"ebrulî desenli,
bembeyaz, apak bir sayfa işte"
Yeterki tamamını göster.
Mutlaka böyle (g)ören olacak.
..Sevgiyle 19..
............................................................
(B)AKIŞINA (B)IRAK
Hep bilinir.
Hep söylenir.
Duyarsın.
Anlarsın.
Ama bir türlü bilemezsin.
İçselleştirmedikçe
ve dahi
âmele dökmedikçe;
ne oldu,
ne de olacak. ...
..Sevgiyle 19..
.............................................................
ELBET. . .
Burkulacaksın.
(C)anlarında (y)anacaksın.
(N)azara geleceksin.
(G)özleneceksin.
Muhabbeti elbet bileceksin.
Şems mi, yoksa Celâleddin mi diyeceksin?
Ayırdına önce varamayıp sonra ışığı(nı) yakacaksın.
Yakacaksın demişken; evet yakacaksın
Hem kendini, hem en derinden değdiğini. . .
En çok da kendini. . .
Ama bilki ancak ve ancak,
böyle piş(ir)eceksin.

Bileyazacak ama,
hiç bilemeyeceksin.
Başa döneceksin.
Sona gideceksin.
Dön dolaş, dönmedolap.
Başın dönecek.

'Bildim artık'
diyecek olacaksın da,
yine yanılacaksın.
Nef(e)sini almaya, 
farketmeye devam edeceksin.
'Bu sefer bildim' diyecek olacaksın, bir daha.
Ama yine bil(e)meyeceksin.

Sevecek, sevecek, seveceksin.
Sadece burada. . .
Hâk(lı) olacaksın.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
KALP VE (S)ÖZ
'Kalp bir hacimdir' dedi.
Keşke demez olaydı.
Bir hacimden bahsetti.
Ve farketmedi aslında,
kaskatı bir şeymiş gibi tasvirlediği ile
katı kaldığı aşikar oldu.

Diyesi vardı hâlbuki;
'içinde olanlar kıymetlidir.' diye;
(s)özü kesilmeseydi.

(S)özü kesen katı değil de
(s)özünü paylaşan mı?
Münazara işte;
Kavganın kibarcası.
Ne gerek vardıysa?

Kalp bu. . .
(S)öz bu. . .
Anlatmaya çalışıyor ya. . .
Her ikisi de kıymetli,
her ikisi de (d)eğilmeye değer.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
(B)İLMEK (BİLEB)İLMEK
Ver ama almayı beklemeden;
senden (g)ayrıları severken.
Al ama (v)ermek kıymetinde olmayacağını bilerek;
'(b)en' diyebileceğinin sadece kendin olduğunun ayırdında.

Ne olursa olsun
Evet,
ne olursa olsun. . .
sevgi ile ama.

(K)end'ini sev(ebil)menin de sevgi olduğunu bilerek,
Gül(dür)(ebil)meye devam et.
Doğduğun; ve hatta yeniden doğduğun an(ı)ların kıymetini,
hem sen, 
hem sevdiklerin,
hem sevenlerin  bildiğinde
Tüm bilmeler boş ama
tek bu;
Allah seni bildiği gibi yapsın.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
YE(NİL)(ME)MİŞ İNSANLAR
Kimisi çekirdek gibi;
Başladın mı bırakmak biraz zor
Bazen başlamamak lazım.
Kimisi tuzlu fıstık gibi;
Önce ovuşturman, okşaman gerek
Tuzlu, acı kısmını atmak için.
Kimisi fındık gibi;
Kabuğu olmazsa avuç avuç ye
Kabuğunu kırdığında ise, özü cevher.
Kimisi ceviz gibi;
Zihne faydalı çokça
Kıvrım kıvrım, gizemli, keşfedilesi.
Kimisi badem gibi;
Olmuş adem gibi şâd eder.
Acısı ayrı faydalı, tatlısı ayrı.
Kimisi kaju gibi;
Bilmezsin belki sap olduğunu
Ağızdaki tadı ile göbekteki yeri ters olan
Kimisi ise leblebi gibi;
Türlü türlüsü vardır da aslında lezzetli
Son seçilendir tabakta, gariptirki
Sevmezsen anlamsız, seversen çok anlamlı..
..Sevgiyle 19..
.............................................................
KARANLIKTA IŞIK YAK(TIR)MAK
Güzeldi(k) ve saftı(k) zaten ilk doğuşta(n)
İlk karanlığı(mızı) yaşayana kadar
Onlarca olanı yaşadı(k) çoklukla,
Verdiler, zorladılar bir tanrı gibi;
ille de 'bu doğru' diye.

Geri dönülmez sanırdı(k) o güzelliğe ve dahi saflığa;
Taa ki karanlıkta ışığı yakmayı öğrenene kadar..
'(Y)anımda olan olur, olmayan kendi bilir' diyebildi(k).
Işığı yakabildiyse(k), ve dahi,
Eğer dökebildiyse(k) eyleme;

Görünür oldu(k).
Bilinir oldu(k).
Anlaş(ıl)ır oldu(k).
Yalın oldu(k) da yalan olmadı(k)
..Sevgiyle 19..
.............................................................

KELİME Mi, YOKSA ANLAM(LANDIRM)AK MI?
"Öğret bana" dedi
"Öğrenmek istiyorum"
"İstiyorum, evet istiyorum"
"böyle yazmayı"
"böyle yazabilmeyi"
"böyle ifade edebilmeyi; öz(ü)gürce kendimi".
Devam etti beklemeden; bir saniye bile
"Keşke" dedi.
Pekiştirdi hatta
"Keşke dilim dönseydi"
"Keşke ifade edebilseydim; hissettiklerimi"
"Keşke darlanmasaydım, keşke sıkışmasaydım bu düşüncelere"
"bu zor(lama)lara..."
"Keşke bilseydim, bilebilseydim yolu, izi"

Bilmiyordu gerçekten...
Burnunun ucunu bile göremeyen kendisiydi oysa.
Aslında bir bakışı bile,
Ne çok şey anlatıyordu.
Mesele; bunun farkında olmasıydı.
(B)akışı olana kelime de neydi?

Kelime...
Adı üstünde; sadece kelime.
Ardında anlam olmadıktan sonra;
'aşk' bile çöp...
Anlamlı olan "dikkat et kendine" bile
kâinat gibi oysa

Bazen anlarsın
bazense anlamlandırır.
Anlam(landırma) olmadıktan sonra,
 ne desen boş
...Sevgiyle 19..
.............................................................
(T)UZAK MI?
Sevgi tanımlarımızın aynı olduğunu bilmektir,
bildiğini zannetmektir;
bizi (birbirimize) bağlayan
Ama...
flu (d)eğerlerdir aslında
bir o kadar uzaklaştıran
..Sevgiyle 19..
.............................................................
UYUMAK VE (U)YANMAK
Uyuyamıyorum.
o yüz(ün)den de yazıyorum
Yazdıkça (u)yanıyorum.
(U)yandıkça eriyorum.
Bazen 'hep'e doğru
Bazense 'hiç'e doğru 
..Sevgiyle 19..
.............................................................
"DE"LER
Bende "DE"ler hep ayrı.
Kavuşamıyorlar bir türlü.
Önünde kelime olsun, olmasın
Ardında rakam olsun, olmasın..
..Sevgiyle 19..
.............................................................
 (U)MUT
(U)mut'un bir adı olsaydı eğer
Sen olurdu
Senin ismin olurdu
Ete kemiğe bürünmek isteseydi
Cemâlin olurdu
Çünkü gülensin
Çünkü gülebilensin
Yani tam da sen gibi işte
Sensin işte
Farkında mısın?
Yoksa değil misin?
..Sevgiyle 19..
.............................................................
 BÜKLÜM VE ÇAY
Hani o bükülmüş dudaklar gibi
Tıpkı o anda hissedilen gibi
Dar olur hayat bana
Görmeye dayanamam
Kıyamam
Lime lime, paramparça, parça parça olur ruhum da
Sırf özgür ol diye
Sırf saf sevgiyle sev(ebil) diye
(Y)ansam da seni senin için
(G)örmüş olsam da o ânı
Anımsamış olsam da o ilk ânı
Değ(iştir)emem..

Hem, yalnızlığa iyi gelmez çay.
Çay muhabbete iyi gelir.

Meydan okumaktır çay.
Sınırları zorlamakır.
Öz(ü)gürlüktür. 
Onulmaz bir tutkudur.
Vazgeçil(e)mezdir. 
Bilmez misin be hey şapşal?
Anla(ya)maz mısın?

Geç o lakırdıyı geç..
Yalnız içilen çay hiçse
Muhabbetle içileni heptir.

Ağlayan/ağlayabilensen güçlüsün
Ve bilki ey güzel insan
Bilinenin aksine; ağlatan değil
Ağlayabilen, sevilir daha çok. 
Çünkü ağlayabilen, ruhunun kapılarını açmıştır.
Anlayana çoktur çok. 

Çay (her) daim olacak
Ya sen olacak mısın?

Söylememek lazım ama..
..Sevgiyle 19..
.............................................................
 BAY(AN) YÜZDE O(N) - O'NDA BİR
Öz(gürlüğ)üne o kadar düşkündüki
kendi değerleri kendine rağmendi
Ah bir bil(ebil)seydi!
Bazen, değerlerine rağmen kendi olması gerektiğini.
Tıpkı bir akrep gibi,
kendini sokardı ve kendi ölümüne hazırdı da
vazgeç(e)mezdi değer(li)lerinden.
Oysa bil(ebil)seydi,
Ah bir bil(ebil)seydi!
Her kim yahut
nasıl olursa olsun;
sevilmeye değer olduğunu
ya da efsunlu olanlar olduğunu, olabileceğini
O değerleri(nin) zehrine.
Ah bir bil(ebil)seydi!
Karaydı, siyahtı, karanlıktı, bilinmezdi kimine
Maviydi, yeşildi, aydınlıktı, aleniydi diğerine
Ah bir bil(ebil)seydi!
Onda biri içinde
Onda dokuzu dışında
O'nda dokuz da kıymetli
O'nda bir de
Ah bir bil(ebil)seydi!
..Sevgiyle 19..
.............................................................
YIKIM
Koca bir balyozla yıkılan 
                       bina gibi
Önce kocaman bir darbe
                       bir gürültü
Bir hengâmeki sorma gitsin
Sonra tozduman her yer.
(G)öz (g)özü görmüyor.
Nefes alınamaz.
Yara berelerle kurtulursan 
                       ne âlâ
Yıkıntının altında kalmak da var.
O sebepten su tutulur yıkımda
Nef(e)s farkedilsin diye.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
ÜŞÜMEK
Kış geldi yine
Ayaklarım üşür benim
Kalbimin üşüdüğü kadar değil ama..
..Sevgiyle 19..
.............................................................
DERDİMİZ(İ), DERT EDERİZ
Can cananı bir tenhada
sanki ezelden beri ararmış gibi bulur da,
sadece "O" bilir/biçer mânayı.
Cümle âlem uykusunda iken 
edilen muhabbet
değdirirken o başları arş-ı âlâya
her bir "ân" kıymetli.
Çünkü "ân"dadır kıymet
ve dahi sonsuz haz.
Ah! Ne büyük yan(ıl)gın!
Hiçbir sarhoşluk mânâ bulmuyorsa yârsızken,
özlem dalga dalga yüreği târumar ederken
dayanmak ne mümkün?
Yolculuğumuz uzun vesselâm.
'Selâm'…
yani; cennetliklerin cennetliklere söylediği kelâmdır;
şerefli kelâmın kaynağından.
Sırat-i müstakimdir derdimiz.
Sorgumuz da bura, derdimiz de...
Hâlbuki, sebep...
Cevap burada.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
ANLA(T)MAK
Kimisi susarak anlatır;
konuşmasına hiçbir engel yokken kendinden başka.
Kimi çok kelime ile; 
kerâmetin kelâmda olduğunu sanarak/bilerek.
Kimi kavga ederek anlatır; 
hedeften sap(tır)mak için.
Kimisi boyun eğerek; 
güçsüzlüğünü dışındakilerin insafına bırakarak.
Kimi diklenerek anlatır; 
tıpkı çocuk gibi maslahattan bigâne.
Kimi fırlatır birşeyleri hedef gözetmeksizin; 
aslında kendinden atmak istediğini bilmeden.
Kimi arkasını dönerek anlatır; 
umudun, çabanın sonuna gelmişçesine.
Kimi ağlayarak anlatır; 
saflığı kişisine göre değişken rafine sıvı, nurdan damlarken.
Kimisi gülerek anlatır; 
kâh umursa(n)mak için kâh tersi.
Kimi çizerek anlatır; 
belki resmini, belki altını, belki de üstünü.
Kimi ruhunu kalem ederek; 
hissettiği zaman "o"nu ya da hissettiğini hatırla(t)mak için.
Kimisi kağıt parçası olur doldur(ul)arak anlatır; 
üzerinde seri numarası olan ya da bembeyaz, apak.
Kimi metaforlarla anlatır; 
yanıyorum geçmez orada ama ateş sözdeyken bile ısıtır.
Kimisi yekten söyler; 
kâh küstahça, kâh mertçe.
Kimi aracı koyar; 
bazen yüreği yetmez, bazense dayanmaz.
Sadece dinle(mek iste)yene anlatır ama...
Çünkü anlatmanın çeşidi çok olsa da 
dinlemenin, anlamanın yolu tektir.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
EFE...(Ya da anısına;kim değebilmişse)
Andık seni yine gıyabında
Beş on kelime ile,
Üç beş anı ile,
Bir iki özden his ile...
Andık seni yiğidim, andık,
Yapabildiğimiz buydu,
Kabulümüz buydu...
Kanamadık sana
Özledik de diyemedik doya doya
Sevdik, dedik de
Yettiremedik
Özledik be aslanım
Mutlusundur umarım,
Biz sensiz mutsuz,
Biz sensiz eksik...
Çoktun zaten de
Çok oldu hasretin
Mutlusundur umarım...
Muhabbetle
Güzel uyu, güzel adam...😢🙏
..Sevgiyle 19..
.............................................................
FARK ETMEK
Ne çok severiz sahiplenmeyi
Hep(si) bana demek isteriz.
Hâlbuki kâlû bela'da "teslim olduk" dedik.
Hem teslim, hem sahiplik
İşte bizim çelişkimiz.
Teslim mi oluyor? Teslim mi almaya çalışıyor yoksa?
Tanrısal mucize iken,
Tanrıcılık oynamaya çalışıyor insan.
Ahh ne (k)ayıp, ahh!

Bileceğiz er ya da geç
Bildiğimizde en büyük "ah" gelmese bari

Sahip olduğumuz tek, o da emeğimiz.
Anlamak ise (zam)an meselesi.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
'SEVGİ NEDİR?' DİYE SORAN OLURSA "SEVGİ EMEKTİR" DERSİN..
Sevgi bazen bir duy(g)udur.
Bazense bir düş(ünce)...
Bazen koca bir bedeldir, gelse de gitse de ödüldür bazen.
Kimi zaman sor(g)u, kimi zaman tam cevap.
Bazen susmak gerektirir, bazense haykırmak.
Kimi amaç bilir, kimi araç eder.
Keyiftir, huzurdur kimine. 'Alışmadık götte don durmaz' misali fazladır kimine.
Bir bakışa göre olmazsa olmaz, tersi görüşte olmasa da olur...
Ayna bilir biri, çal çal oyna eder diğeri.
Tamamlanası ihtiyacındır bazen. Bazense tamamladığın.
Çoklukla taa içeriden değ(dir)iştir. Gerektiğinde de uzaktan.
Kimi zaman (d)okuma, kimi zaman (d)okunma.
Sabırla gelir bazen. Egodaysan dar gelir.
Merhamet olur gelir büyük oranla.
Özen verdirir.
Oldurur çoklukla. Öl(dür)me nedir bilmeden yaşa(tı)r.
Çeperin kadardır. Sınırını ancak yeterliliğin sınırlar. Aslı sende saklı, faslı aleni...
Tıpkı iman gibi, tıpkı Tanrı gibidir yani. Andığın kadar/yerde vardır. İnandığın kadar büyüktür.
Ve cevap arıyorsan hala
Tek cevabı var ya da tek kaynağı...
dön bak kendi özüne/ruhuna.
Cevabı orada anıyorsan oradadır.
Anmıyorsan da yolun uzun...

Hissetiğin anda paylaş
Paylaşırsan çoğalacak;
paylaş(a)mama hakkını saklı tutarak...
 ..Sevgiyle 19..
.............................................................
MATEMATİK GERÇEKTİR
Türevler dünyasında bir integral,
parça(lanma)lardan oluşan...
Ancak/ve S'o'nsuz
Limit sonsuz olsa da..
..Sevgiyle 19..
.............................................................
RAGIP OLMAK DA VAR BULUT OLMAK DA
Pamuk gibi bir ovanın ötesinde,
pamuk gibi bulutların belki de hemen altında.
Bir sessizlik hâkim buralara.
Kâh rahatsız edici; nef(e)sinin sesini duyuracak kadar,
kâh huzur verici; tüm patırtıdan uzaklaştıran
Şoseden ehven yolları,
tekinsiz yarlarla dolu buraların.
Yolda bir kamyon, yanıbaşında kamyoncusu.
Adı Ragıp; buralı
Taş patlasın otuzbeş yaşında
Ama gösterdiği elli.
Kırk tonluk kamyonun kırk kiloluk şoförü
Yirmi senedir direksiyon sallar bu yollarda
Tomruk taşımış hep.
Anlayacağın tomruktan iyi anlıyor.
Taşıdığı tomruklar gibi rengi; sarı siyah
Bozulacağı tutmuş bu kervan geçmez yerde kamyonun.
O ise, çok umrunda değilmiş gibi.
Yardıma ihtiyacı var mı acaba?
Sorduğunda yok der,
O gövdeden çıkması imkansız bir sesle.
Geliyor arkadaşlar diye ekler;
Kendi sardığı sigaradan bir fırt daha çekerken.
Bulutlar pamuk gibiler.
Huzurlu ve dingin
Ortalarında kardeşçe gezen bir iki şahin,
rızık aramaktalar,
Öz(ü)gürce ve sorumlulukla.
Bulutlar...
Pamuk gibiler...
Bulut olası geliyor insanın bir kez daha.
Neyi istersen onu görebileceğin şekle bürünüveren;
böyleyken de kendi öz(ü)ürlüğünden ödün vermeyen.
Pamuk gibiler bulutlar
Şekil şekil
Tür tür
Renk renk
 ..Sevgiyle 19..
.............................................................
ANNEM SURATI
Annemin suratını özlediğimden midir nedir, bilinmez
Burkulur ha burkulur.
Geri gelmese de o günler
Hiç olmayan keşkelerime
kocaman bir şerh gibidir
O kutsallığın tarifi
Olmasa da yanımdadır bilirim
Olamasam da yanında bi(li)rim onunla(yım).
"Derdim çoktur, hangisine yanayım?" misali
Paylaşmasam olmazdı
Paylaş(a)masam ben olmazdım.
Ben olmasam "annem" olmazdı
Ben olmasam "annemin suratı" olmazdı.
Annemin suratı/sureti olmasaydı ben ol(a)mazdım.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
TEKERRÜR VE PİŞMEK
Hep öyle olduki...
Yandık kül olduk
Küllerimizden doğduk
Sonra yine yandık, yine kül olduk
Yine küllerden canlandık.
Hülasa, "biraz kül, biraz duman" olduk.
Piştik mi?
Bilmem...
Galiba Hayır!
..Sevgiyle 19..
.............................................................
KARIŞIK
Anlaşılır, bilinir, çözülür san(ıl)dığımızda bile
 ne kadar karmaşık(ız) oysa

Biraz zihnin oyunu
Biraz kendi heveslerimiz
Yahut sanmalarımız
Beklentilerimiz?
Belki de...
Kim bilir?
Cevabı bulmak ister gibi olsak da,
Cevapsız kalmak daha kaldırılır mı, ne?
"Cevabından hoşlanmayacağınız soruları sormayın" der
İlle de cevap istiyorsan,
doğru soruyu sormalısın der bir sefil.
Aradığın cevap mı?
Yoksa doğru soruyu sorabilmek mi?,
Ve dahi bunun cesareti mi?
Bilemeyiz ki
En fazla bileyazarız...

..Sevgiyle 19..
.............................................................
2Sİ 1ARADA
Yüzündeki çatlaklar, onca ezânın belirtisi iken
Dudaklarındaki o yunus misali gülüş
kocaman (u)mutların işaretiydi; hemdem yaşanan.
Hiç'ler için yaşadıkları, hep'ler için yaşadıkları ile barış halindeydi yani

Aslında her ikisi de 'hep' birbirinden besleniyordu.
Biri olmasa diğeri,
Bu yanki olmasa öteki 'hiç' gibiydi.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
YAŞ-LI  G-EN-Ç
Ne görece bilmem kaç kez üçyüzaltmışdört gün yaşamışlık,
ne de zorluk(lar)la tarumar olmaktır yaşlılık.
Umut ile bağını koparmış, koparayazmış olandır yaşlı olan.
Bilakis; açık (fikirli) olmaktır kişiyi genç yapan.
Genç olmak, hikâyeleri dinlemek,
anla(mlandır)maktır tıpkı bir çocuk gibi...
Dinlediği karşısında hayal gücü ile sınırlı bir çıkış bulmak/önermektir.
Yüz(d)e yüz kredi vermektir,
aksi kanıtlanmadıkça inanmaktır/güvenmektir;
bir insana, bir köpeğe yahut bir tutam çiçeğe.
Bağ(lam)larından koparmadan;
sadece 'var' olduğu için sevebilmek 
ve hatta sev(ebil)meye devam etmektir.
Şartlı değil, tersine şartsız şurtsuz sevmektir hayatı 
ya da "o"na dair ne varsa.
Yani bağımlı değil bağlı olmaktır.
"Olsuun" demektir çoklukla.
"Oldu, eee sonra? Ya sonra? Ne fark eder ki" demektir;
neler geç(me)diki dedirttikten sonra...
Kompradorluğa meydan okumaktır,
değer değil, paha atfedilen her şeye savaş açmaktır.
'Hayır' demektir ya da diyebilecek kadar özgür olmaktır.
Kıymet biçmek değil, kıymet vermektir.
En korundan acıya dil çıkartarak 'acımadı ki' demektir.
(B)ilmek ile tek tek örmektir;
iyiye, güzele dair ne varsa
Sevmektir anlayacağın,
hiç uğruna değil de iç uğruna...
Devam edecek...
Etmeli..
..Sevgiyle 19..
.............................................................
KIYMET(L)İM
Hiç tanımadığım insanların düğün halayında
Umarsızca, hesapsızca dans etmek isteyen bir yanım var benim.
Sadece orada olmanın bir kıymeti varmış gibi
Yalın ayak, yalın bir gönülle
Bir parçam üşürken,
diğer kocaman parçam alev alev yanarken
Ne yarın, ne de dün
Kıymetli olan tek bir yer var...
O da sadece bu an.
Öyle bir an ki,
bazen kocaman (zam)an
bazen (yam)an
bazen de şarkıdaki gibi "aman aman"
..Sevgiyle 19..
.............................................................
K(END)İME DOĞRU
Güzel şeyleri biriktirebilir misin?
Kana kana gülmeyi mesela,
Keyfince dans etmeyi,
 
Sevişmeyi; kendinden geçercesine,  
Başının okşanmasını,
Sırtının sıvazlanmasını,  
Elinin tutulmasını,
On(url)andığın anları,  
A(da)ndığın ya da a(da)nılan anları,
İçtikçe gelen baş döndürücü kaygısızlıkları korkusuzlukları, 
  Yahut 'aman boşver'leri?

Hayır mı?
Çoğaltabilir misin peki?

Farkındalığı ya da en yakın olduğun anları,
Dersleri ve öğrenmeleri,
Kıymet bilmeyi,
Diğergamlığı,
Paylaşmayı,
Sevgiyi,
Muhabbeti?

Yoksa fıtrat gereği tüketerek
Yaş(l)a(n)maya devam mı?

Cibran'dan alıntıyla;
"Kendi gizemini açığa vurmaktan başka hiçbir arayışı olmayan sevgi,
sevgi değil savrulmuş bir ağdır
ve bu ağ ile sadece yararsız olan yakalanır"

O zaman pastoral mutluluklara devam.
Devam ki güçsüz olduğunu kimse anlamasın.
Çünkü anlarlarsa ölürsün.
Ölürsen mutsuz olursun.
Güçsüzlüğünü gösterebildiğin kadar güçlüsün
Ve dahi mutlusun,
bir bil(ebil)sen...


"Ölmeden ölünüz"ün yanından bile geçemeyeceksen
Amele dökmeksizin sevgi kelimeleri nerede birikmekte?
Yalanlar(ı) biriktir(eb)ilir mi(sin) peki;
Kendine yahut başkasına, en çok da kendine...
..Sevgiyle 19..
.............................................................
ALOSMAN (yansıması ancak)
Bildin mi Alosman'ı?
Anladın mı?
Hissettin mi?
Yemesen de tadını aldın mı,
domatesin, tulum peynirinin?
 
İçmesen de çakır oldun mu
ev yapımı rakısıyla? Değdin mi?  
Bir oldun mu? Bir hissettin mi?

Küçükkuyu'da
Bir zeytin ağacının altında 

geceyi sabah eyledin mi?
Karanlığı aydınlık eyledin mi yani?
Şâd oldun mu?
Muhabbeti hissettin mi?
Yaşadın mı?
Şükrettin mi yaşadığına?
Arınmayı bildin mi?
Doğru yolu gördün mü?
Haddini anladın mı?

İmrendin mi?
Öykündün mü?
Kıskandın mı?
Tebessüm ettin mi?
Bir selam,
Bir barış, Bir eşlik gönderdin mi?

Bildin mi Alosman'ı?
Bildin mi?
..Sevgiyle 19..
.............................................................
HEMHÂLİMİZ
'Kapalı'larla değil 'açık'larla işimiz
Et ile değil ten ile meşkimiz
Sanmalarla değil anmalarladır meşrebimiz

'Ben' ile değil 'biz' ile derdimiz
Kavga ile değil barış iledir halimiz
Bizden ecel olmaz, görsek de dibimiz


Demini almış çay gibidir rengimiz
(B)ağrımızdan yanarız
Hâlbuki acıdan değil ama nef(e)s için (k)esmek isteriz.


Gel gör bizi
Bilki nicedir bu ahvalimiz

Sabreyleriz, hissederiz hemhalimiz
Kabuldeyiz, imanımızdır bir can, evet bir can ileyiz
Dert eylemeyiz, zaten doğuştan niceyiz


Gördüm, bildim, sevdim demektir mevkiimiz
Bilinmese de mecalimiz
Biz yaşar ve biz biliriz


Sarhoş derler, umreylemeyiz
Hoş olmak şereftir, bilinçtir; derunî hissederiz

Her kimki sebep olmuş şükrederiz
Sevgi bağının goncasıdır ümidimiz
Bir açar, bir solar 
ve bir daha açar bir daha solar 
ve dahi bir daha açarız

Kökümüz toprakta oldukça
doğrultumuz gökte;
Bitmeyiz, bitemeyiz

..Sevgiyle 19..
.............................................................
(M)ASAL MI?
Masal bu ya;
Tarihden azâde bir (zam)anda,
Belki uzak, belki de yakın bir diyarda
"Ayna, ayna! Söyle bana, benden güzeli var mı bu dünyada?"
Diye sordu...
Bir bakışa göre;
Keşke sormaz olaydı.
Güzel olmasına güzel,
Rahatta olmasına rahattı hâlbuki
Dedik ya; 'sormaz olaydı keşke'
(B)en olmak, hiç durmak bilir mi?
Sordu işte
Sebep oldu mu bilinmez ama
Masal da aslında burada başladı.
Ayna dürüst olmasaydı,
Başlar mıydı Pamuk Prenses'in hikayesi?
Ayna bu işte; fıtratı gereği
Ne görüyorsa onu gösterecek.
Aynanın suçu muydu bu?
Yoksa...
(B)en olmanın hırsı mı?
Bilinmezki, belki bileyazarız
O da bazen...
..Sevgiyle 19..
.............................................................
(G)ÖZLEMLERİMİN BİR YERİNDE
Soruyor(sun) ya bana; 
"var mıyım (g)özlemlerinde?" 
Ben de diyorum ki buradan; 
hem SEN varsın (g)özlettiğin kadar, 
hem BEN varım (g)özleyebildiğim kadar,
 hem de BİZ varız 
oldurabildiğim kadar ânımda; 
iz'in ölçüsünde.
Değ(ebil)diğim her çocuk(um) kadar,
Değ(ebil)diğim her insan(ım) kadar,
Değ(ebil)diğim her kadın(ım) kadar,
Var(sın) evet. 
'Var' olduğu(n) kadar kıymetli(sin). 
Ve bil(e)sin ki; her ne olursa olsun, 
bende tesadüf değil(sin). 
'Ne düşünürse(n) düşün(sün)' 
kısmı umurumda değil olsa da 
bil(e)sin ki tesadüf olmadığı(n) çok umurumda.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
GECENİN DÖRDÜ
Gecenin dördünde derdim ne? Yahut derdin ne? Bak işte burası...
Belki bir şiir, belki bir yazı, 
belki de bir ezgi yahut türkü zamandan koparan. 
Geçmiş, gelecek yahut gün...
Sorular ve cevaplar, cevaplar ve sorular. Belki ederi var belki de hiç hükmünde.
Kabul, kader, kısmet...
kah merdivenlerde,
kah sahil kenarında,
kah masa başlarında,
kah ipek çarşaflarda...

Belki huzur, belki bedel, belki belki işte
Bilemeyecek olmanın derin yalnızlığı
Biliyor olmanın huzuru
Bilecek olmanın umudu
Bilememiş olmanın hamlığı
Bilebilir olmanın isteği
Bilmemenin karanlığı...

Dedim ya; gecenin dördünde derdim ne? Yahut derdin ne? Bak işte burası...
..Sevgiyle 19..
.............................................................
(G)ÖRDÜĞÜM KADARIM
Ben sadece benim,
Ne eksik ne fazla.
Göründüğüm kadarım
Gör(ün)mediklerimin çoğunu, hatta
haylisini ben de bilmiyorum.
Olduğum kadar varım,
Var olduğum kadar oldum.
(S)özümü bilmektir amacım,
Sahip olmak değil olsa da amacım;
İçsellediklerime sahip oldum.
Değer(li)lerimle varım.
Bilmediklerim bildiklerimden fazla olsa da
Bil(e)mediklerimi bilir oldum.
Değ(iş)mektir tek amacım...
Yeter ki doğru adına, güzel adına...
Ya kabul ed(il)eceğim, ya'sı yok
Ya sebep olacak(ım), ya'sı yok.
Taammüden;
yani bilerek ve isteyerek ve dahi (g)öze alarak...
..Sevgiyle 19..
.............................................................
  (C)ANLAR-2
Sınırsız (c)ânım var benim.
(Z)enginim o sebepten
(D)eğerlesem de hepsini, gerçeklikte yahut hakikatte boştur boş...
 
Dediği gibi Hayyam'ın;
 
"Ey kör,
Bu yer, bu gök, bu yıldızlar, boştur boş.
Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş.
Şu durmadan kurulup dağılan evrende,
Bir nef(e)stir alacağın, o da boştur boş."
..Sevgiyle 19..
.............................................................
(C)ANLAR-1
Uğurludur, tılsımlıdır (c)ânlar bana,
Biter burnumun dibinde
Bazısı farkedilir yahut fark yaratır
Bazısı ise olacak biliyorum hissinden öte değil.
Olsuun...Öyle de güzel, böyle de
Ve biliyor musun ey dost;
Her biri, evet her biri serbest müstezat.
Yani geçirtir beni öteye,
İster uysun bir kurala, isterse kuralsızlığın ilk kuralı olsun
Hepsi isteğe göre
Hepsi isteğe uyarlanmış
Tılsımlı (c)ânlarım var benim
Sevgiden gayrı mayası olmayan
Sınırsızlık içinde sınırlı
(U)mutsuzluk içinde (u)mutlu
Nef(e)sim oldukça bende
bana ait ve dahi bana dair
..Sevgiyle 19..
.............................................................
  KANADIM
Kanadım'ı sorguladım apansız
"Kanadın.." dedi içimdeki.
Sordu, sordu, sordu..
Zordu, zordu, zordu
"Kan-adın?" diye sordu(m).
Cevabı içinde sorular gibi
Bir o kadar kolay.
Parça parça,
paramparça...
Gerçek adımı bilmiyorum haylidir
Hangi adımı atacağım?
Atmak gerekli mi ya da?
Zehir...
Gecenin kelimesi
"Zehir gibi çocuk"taki gibi bazen
Bazense zehir zemberek
Atmayınca, dışavurmayınca geçmiyor,
geçmeyecek...
..Sevgiyle 19..
.............................................................
!OLACAK. BİLİYORUM. OLACAK!
Bir gün;
cennet gibi bir yerde,
Sonsuz gibi yaşanan bir zamanda,
Sadece 'sevgi'nin geçer akçe olduğu bir mekanda
İnsanlar isteyecekler
İstedikleri olacak
Kimse kimsenin istediğinden üzülmeyecek
Hepsi aynı şeyi isteyecek ve o istenen 'ol' deyince gerçekleşecek
Herkes susacak
Herkes konuşacak
Herkes susacak
Herkes konuşacak...
Herkes mutlu olacak
Kimse mutsuz olmayacak
Muhabbetten gayrı hiçbir beklenti olmayacak
'Bulunursa?', 'bulunur mu?' diye sorulmayacak bile
Gülmek yetecek
'An' gelecek hepsi olacak..
Kimine göre deniz kenarında bir çardakta
Kimine göre yeşilin bol olduğu bir dağ başında
'Biliyor(d)um' demek yetecek
Kimse üzülmeyecek
Sadece muhabbet olacak
Bağımlılık olmayacak
Özgürlük olacak
Farklı dillerde yazılsa da
Anlamı hep aynı olacak
Gönül koymak olmayacak,
Sitem olmayacak,
Nazire olmayacak
Gülmek yetecek
Sevmek yetecek
Sevilmek yetecek
Bir gün elbet cennet olacak...
Kalpte, zihinde tasvir edilen gerçekleşecek
Olacak biliyorum, olacak.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
NE YAPIYORUZ BİZ?
Kim kime layık?
Kim kimi hakediyor?
Kim kimin dengi?
Kim kimin şükrü?
Kim kimin cenneti?
Kim kimin (gerçek) sorgusu?
Kim kimin hesap(laşmas)ı?
Kim kimin aydınlanması?
Kim kimin ruhta sılası?
Bilmiyoruz.
Belki bileyazıyoruz.
Belki anlayabilir oluyoruz.
Belki feda edebilir oluyoruz.
Belki vazgeç(il)(ebil)menin sonsuz özgürlüğünü tat(tır)abilir oluyoruz.
Kaderini sebepler yerine bahanelere takılarak yaratmayanın yaratılmışlığının ziyanda olduğunu tahammüden bilerek...
Mütemadiyen karşılaştığımız aynalarımızda özümüzü bil(ebil)me adına.
Biliyor oluyor da bildiğimizden kaçıyor muyuz?
Yoksa 'acıtsın daha çok acıtsın' da arınalım mı diyoruz?
Arınıyor muyuz peki?
Bilmiyoruz.
Belki bileyazıyoruz.
Bilmemiz gereken şey işe acının bizi pişirmesi
Pişmiş olanın lezzetini bilen biliyor da,
Kim piş(ir)me derdinde?
Kala kalınan mesele burası; lök gibi..
..Sevgiyle 19..
.............................................................
Hani çok ağlarsın da öyle bir an gelir de ağlayasın vardır
ama ağlayamazsın ya...
Yahut kahkahaları ardı ardına patlattıktan sonra
gülme sınırlarını aşmışsındır
ve o andan itibaren çok gülünesi birşey olsa bile
gülemez hale gelirsin ya;
işte benzer bir durumdayım herhalde.
Belki de...
Mola, dinlendirme, gözden geçirme...
Tam tarifleyemesem de bir Ege Türküsü içinde gibiyim.
Hareketle çevrelenmiş,
yanık sözleri olan,
ağır aksak,
bir o kadar mağrur,
birden hızlanır gibi,
birden durur gibi.
Koca ve içten bir gülüşle beraber,
gözleri apansız öne düşürür gibi
..Sevgiyle 19..
.............................................................
VAKİT O VAKİT!
Vakit arınma vaktidir.
Vakit geçmişi süzme, eleme vaktidir.
Vakit heybedekileri boşaltma, yer açma vaktidir.
Vakit dibine kadar hüzünlenme, dibine kadar rahatlama vaktidir.
Vakit değerleri değerlendirme vaktidir.
Vakit değersizleri kabul etme vaktidir.
Vakit yalnız, bir başına kalma vaktidir.
Vakit korkutan sesi bastırma değil dinleme vaktidir.
Vakit vicdan, sağduyu vaktidir.
Vakit sabır vaktidir.
Vakit geleceği ipotekli değil özgür bırakma vaktidir.
Vakit sevene, sevmeyene hak ettiği yeri verme vaktidir.
Vakit aşka, sevgiye yer açma vaktidir.
Vakit huzura, mutluluğa sarılma vaktidir.
Vakit her şeyin ilacı zamana fırsat verme vaktidir.
Vakit böğüre böğüre ağlamak, arkasından kana kana gülmeyi istemek vaktidir.
Vakit muhasebe yapma vaktidir.
Vakit geçiştirmeme vaktidir.
Vakit yok saymama vaktidir.
Vakit şükretme vaktidir.
Vakit dua etme vaktidir.
Vakit umut etmeye başlama vaktidir.
Vakit karar verme vaktidir.
Vakit kararlara saygı duyma vaktidir.
Vakit belki gitmek, belki kalmak vaktidir.
Vakit kabul ya da reddetme vaktidir.
Vakit olgunlaşma vaktidir...
..Sevgiyle 19..
.............................................................
  EFSANELER GERÇEKLEŞEBİLİR (Mİ?)
Bazen efsaneler gerçekleşir
Doğru anda olur hep de
Yakalamak gerektir
Belki biraz kısmet
Belki biraz sabır
Haylisi istemek.
Yeterince inanırsan
Eğer...
Olduğu vâki..
Nereden mi biliyorum?
Bazen bir çölde
Yahut komik belki ama bir masabaşında
Bazen çarşaf üstünde
Kıymetlendirende bir gülüşte
Bazen bir harfte sadece
Anlayana binbir çeşit rakamda
Bazen bir hesap(laşma)da
Yeniden, yeniden, yeniden...
Bazen havada
Bazen denizde
Ya da kenarında
Dedim ya; yakalamak gerek
Kavramak, anlamak
Yakalayamadığında hikaye
Anladığında efsane
..Sevgiyle 19..
(Not:Fotoğraf alıntıdır)
.............................................................
RENKLERİN DANSI
Yüzküsur kilometre sürate
yolculuk boyunca camıma yapışan sineklere,
gözün gördüğünün çok azını dışavurabilen
soğuk bakışlı kameraya rağmen paylaşmak istedim.
Ben istedim.
Anlatamam hangi renklerle dolu olduğunu karşılaştığım güzelliklerin.
Hem, ben kadın da değilim üstelik.
Renklerin dansını bir kadından daha iyi anlatabilen var mı?
Ben pembe derim, o siklemen, ben kırmızı derim o oranj.
Benim (g)özümle görüp hayran kaldıklarım var.
Paylaştığım kadarı bile tarifsiz.
..Sevgiyle 19..
.............................................................

GÜNEBAKAN(LAR)
Günebakanlar gibiyiz hepimiz
Yüzümüz, besleyen güneşimize dönük.
Göremediğimizde boynumuz eğik,
Isınamadığımızda cansız,
Haylisini alınca da dimdik ve güleç.
Farklı değiliz hiçbirimiz,
Kimimiz yola yakın, kimimiz ise yoldan ırak.
Farklı değiliz hiçbirimiz.
Aynı toprağın vârıyız.
Ve hasat zamanı daha da bir olacağız.
Aynı yağın tohumları olarak.
Günebakanlar gibiyiz hepimiz
Işıktır; bizi dik tutacak
Sânımızdan belli,
Dansımız, ışık olduğunca devam edecek...
..Sevgiyle 19..
.............................................................
BABA(LAR)
Doğa ananın yolunda
yine babalardayız.
Baba ol, sağlamından.
Bağlanan bağlansın.
Çözülen çözülsün.
Limanda,
geminin yamacında,
aydınlatan fenerin izinde,
Bazen yolculuğun başında,
bazen sonunda.
Her koşulda güven ol.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
SU ve AŞK
(H)AŞ(K)iki'o'
2 'O'dan mütevvellit
H(2)O...
Dingin..
Çalkantılı,
Hırçın, hoyrat
(C)an veren
(C)an alan
Yol(unu) bul(dur)an
Hayat(ın) Kaynağı
Rakıyı rakı yapan
Muhabbeti sulandır(may)an
Sev(dir)en
(Ser)inleten
(Y)akar da bulur yolunu
Bulacak, olacak,
bulmuş, olmuş
Bilmiş, Biliyor, Bilecek
Neyden (v)ar olduğunu
..Sevgiyle 19..



.............................................................

BULUT OL!
Kapat gözlerini!..
Ne kadar derin nefes alırsan
o kadar yukarı çıkıyorsun.
Al, al, al. Bir daha, bir daha..
Bulutların üzerindesin şimdi.
Korkma düşmekten.
Nefes alabildiğin sürece oradasın.
Taşır mı seni? Taşır, emin ol.
Yeter ki nefes almaya devam et.
O kadar derin al ki, bulut ağırlığını anlamasın.

Daha kolayı var be canözüm.
Bulut ol sen en iyisi..
Ya da sen, bulut ol..
Şeklini, yükünü, rengini belirleyen sadece "O" olsun.
Bir de sen..sen ama gerçek sen..
Başka kimse değil
Sen bulutsun, bulut sensin unutma!
..Sevgiyle 19..
.............................................................
BİR DUT AĞACIYIM BEN
Bir dut ağacıyım ben.
Olmuşlarım yere dökülmüş olabilir az ya da çok
Yine,yeni,yeniden vermeye devam edeceğim.
Olmamışlarım ekşi olsa da
Olmuşlarım baldan tatlıdır.
Bir dut ağacıyım ben.

Dallarım vav gibi olsa da
Gövdem elif gibidir.
..Sevgiyle 19..

 


........................................................

OL(DURMAK İSTE) YETER
Akşamla olur.
Manzarayla olur.
Rakıyla da olur.
Müzeyyen'le olur, Zeki ile olur.
Müslüm'le de olur
..Sevgiyle 19..



.............................................................



ZERRE MİYİM, UMMAN MI?
Bir zerreyim Umman içinde.
Ne ummanım ne de zerre.
Tek bildiğim ise;
huzur bende, ben huzurdayım
Amenna
..Sevgiyle 19..
   

.............................................................
MEYVE OLSAM!
Karpuz olsam zevzek/sulu ama bir o kadar da tatlı olurdum.
Çilek olsam aşk olurdum,
tatmadan bilemezlerdi; tatlı mıyım tatsız mı.
Erik olsam ekşi olurdum,
tuz basmasan çekilmez olurdum.
Üzüm olsam baldan tatlı olurdum.
Beklemesini bilene sarhoşluk verirdim.
Kiraz olsam...
Ben kiraz olamam...
Kiraz olmak için kadın olmak lazım.
Tatlı, hoyratça ısırırsan çekirdeği dişini kırar.
Sapı ile, çekirdeği sevilesi ama bir o kadar taklı...
çürüğü?...
Evet, aynı fikirdeyim.
Çekilesi değil.
Cekebiliyorsan, kirazseversin.
..Sevgiyle 19..
.............................................................
BİZ...SEN..BEN.
BİZ...
Biraz 'Ben'in B'si, çokça 'sen'in kibarcası 'siz'in İZ'i.
İz bırakmazsan(ız) bende nasıl oluruz BİZ?
SEN..
Anladığım kadar tüm değer(li)lerinle Siz'in S(e)'si, anladığın kadar bendeki enliğinin EN'i
Eğilmenin, yaklaşmanın, sembolü integral gibi sıfırdan sonsuza giderken en yaklaşık halin...algı(lattığın) kadar SEN.
BEN.
B'ende EN olan/olacak ne varsa
İyi, Kötü, Kem, Güzel
Bazen burunun ucunu bile göremeyen BEN.
'Bir bok BEN'. Bir büyük BEN.
Kim(e) ben, sen, biz diyorsa(n)
..Sevgiyle 19..
.............................................................



Bu içerik Kişisel Blog – Hayatı (G)özlemek tarafından hazırlanmıştır. Kullanmak ve/veya kopyalamak isterseniz serbestsiniz. Helaldir yani 😉👌

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaparken:
1. Yaptığınız yorumun, mutlaka yazımla alakalı olmasına özen gösteriniz.
2. Yorumlarınızda yazım ve dil bilgisi kurallarına uymaya çalışın lütfen.
3. Konu ile ilgili olmayan sorularınız için İletişim sayfasını kullanınız.