POLİTİKA!


Birçok tanımı var bu 'ne menem şeydir acep' denilesi kelimenin.

Kimine göre; 'çok(lu) yüzlülük'. Kimine göre; 'çok(lu) yalan'. Kimine göre; şehirleşmenin (kalabalıklaşmanın) getirdiği olmazsa olmaz durum. Kimine göre; 'uğraşmayacak kadar akıllı olanların çok daha aptallarca yönetilmesi'. Kimine göre; memleket meselesi. Kimine göre; varlık sebebi. Kimine göre; güce yakın ve/veya sahip olma fırsatı. Yahut kıyısından köşesinden, azından çoğundan beslendiği güç ! kaynağı.

Günümüz dünyasında (belki de hep öyleydi) bulaştığın anda ilave kabukların olması gereken samimiyetsiz yer; bireysel kendini gerçekleştirme yolculuğunda. En hafifi, "aman politik kariyerim zedelenirse/zeval görürse" diye başlayan bile bile temiz kalma dürtüsü ama aslında kirlenme yeri.

Kazanmak ve kaybetmek üzerine kurulu olduğundan mıdır nedir; sadece kazancın garanti olduğu/olabildiği yerlerde dolaşılan yer. Kaybedilme ihtimali olan yerleri karartma/kapatma/gizleme şeklinde dışavurulan hâl; ister o kayıplar !, insan-ı kâmil olarak kazanç olsun, ister olmasın.

Zannımca en güzel tanımı (bilinen) bir fıkrada bir çocuk tarafından yapılan, aslında kutsal/erdemliymiş gibi sanılan/yutturulan şey.

Çocuk babasına sorar: "Baba politika nedir?"
Baba şöyle der:
"Bak oğlum, ben eve para getiriyorum, öyleyse ben kapitalizmim."
"Annen parayı yönetir, öyleyse o hükümettir."
"Deden paranın doğru idare edilip edilmediğine dikkat eder, öyleyse o da sendikadır."
"Kardeşinin bakıcısı kız ise isçi sınıfıdır."
"Bizlerin ise tek hedefi vardır, senin rahatlığın. Dolayısıyla sen de halksın ve altında bezi ile yatan küçük kardeşin ise gelecektir."
"Söyle bakalım, anlayabildin mi?"
Çocuk düşünür ve o gece babasının anlattıklarını düşüneceğini söyler. Gece yarısı çocuk uyanır. Çünkü küçük kardeşi altını pisletmiştir ve ağlamaktadır. Ne yapacağını bilemeyen çocuk anne ve babasının yatak odasına gider. Annesi yalnız ve derin bir şekilde uyumaktadır, öyle ki onu uyandıramaz. Bakıcı kızın odasına gider. Bakar ki babası hizmetçi kızla yatmaktadır. Dedesi de pencereden gizlice onları izlemektedir.
Hepsi öyle meşguldürler ki çocuğun orada olduğunu farketmezler bile. Çocuk hiç bir şey yapamadan yatağına geri döner. Ertesi sabah baba çocuğa kendince politikanın ne oldugunu anlatmasını ister.
-"Evet" der çocuk, "kapitalizm" işçi sınıfını beceriyor...
Sendika bunu seyrediyor...
Bu arada hükümet uyuyor...
Halk ise dikkate alınmıyor...
ve gelecek bokun içinde!"...

(Baba ve dahi anne, fiilin faili olarak defacto katışıksız politikacı konumunda. Ama olsun. Adı üstünde fıkra bu. Bir nevî metafor yani.

Aslında kadın-erkek ilişkileri ile başlamıştır da denebilir, 'politika'nın tarihi. -miş gibigözükme/gösterme'den başka bir şey değildir; tıpkı Özdemir ASAF'ın dediği gibi:

''Açlığı yok edecek doktrin mi bulmak istiyorsun?
Öyleyse ne politika yapar durursun!
Dünyadakilerin yarısı açtır.
Politika, bölgedeki açları azaltacağını ileri sürüp
dünyadakileri çoğaltan gecikmenin adıdır.''

Hâlbuki, 'polite' yani nazik/kibar anlamında olan kelimeye dayansaydı anlamının kökü, ne güzel olurdu...

Sevgiyle 19

(İllüstrasyon alıntıdır.)


✅ Bu içerik Kişisel Blog – Hayatı (G)özlemek tarafından hazırlanmıştır. Kullanmak ve/veya kopyalamak isterseniz serbestsiniz. Helaldir yani 😉👌

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaparken:
1. Yaptığınız yorumun, mutlaka yazımla alakalı olmasına özen gösteriniz.
2. Yorumlarınızda yazım ve dil bilgisi kurallarına uymaya çalışın lütfen.
3. Konu ile ilgili olmayan sorularınız için İletişim sayfasını kullanınız.