(G)ÖZÜYLE (G)ÖRMEK

(G)özümüz yanılır bazen; belki de çoklukla, kimbilir? Gördüğümüz şeyi anlamlandırdığımız, sınıflandırdığımız ve üstüne üstlük zihnimizde karara bağladığımız kriterlerimiz bizi yanıltır bazen; belki de çoklukla, kimbilir?

Hâlbuki daha önce de cesaret için dediğimiz gerek şartlar, gözleme dayalı kararlar için de geçerli ve gereklidir. Yani hem rasyonel olmalı (gerçek verilere dayanmalı, sebep-sonuç ilişkisinin olabilecek en üst seviyesinde; anda ve sonrasında da sor(g)uya açık olmalı). Hem de sezgisel olmalı (ağırlıkla sağduyuya, iyiye, olumluya dair her türlü hissedişe açık olmalı). Sonuçta dengede olmalı, olabilmeli gözlemlerimize dair içimizde ve/veya dışavurduğumuzda aldığımız/alacağımız kararlar.

Diğer taraftan kınanan olmak bazen o kadar da kötü olmayabilir. Bunu cesaretle (g)öze alabilen; daha çok, hatta oldukça çok (en azından kendi içinde) güçlenecek ve dahi güzelleşecektir . Bir nevi huzur hali de diyebiliriz buna; kelimelerin tam da yetmediği, anlatılmaz yaşanılır denilen  cinsten.

İyi taraflarda gizli olma, kötü taraflarını! açıkta tutma hali, aslında bir yoldur. Bunun tarihte ve yol demek olan tarikat jargonunda bir karşılığı var. Kendisi hiç bir zaman tarikat (şeyhi, hırkası, ünvanı, ibadet şekli, tekkesi, dergahı vb)  olmamış, olmayı reddeden bir akım olarak Melâmilik bu konunun tam korundan girmekte. Bir Melâminin göster(me)diği şeyler, hani parantez içindeki İngilizce karşılığı ben(im) olan 'me' hecesindeki gibi "o" na veya "O" na bağlı ve ayrıca ulaşma, değme yollarından olabilir. Küçük "o" ile büyük "O" arasındaki benzerlik veya farklar ise yaşadığı, andığı yere ve zamana göre değişiklik gösterir insanın. "o/O"na olan sevgisi öylesine büyüktürki her türlü kınanmayı (g)öze alır. Bilir, bilmek ister birgün ona ulaşacağını. Tüm sor(g)uları da bu yoldadır.

Şeytan'ın "O"na olan aşkının tezahürüdür bir nevi. Sonsuz lanetlenmeyi göze alacak, bunun için de yanacak/yanmayı kabul edecek kadar sevecektir. Şeytanın (bile) aslında arınma ihtimali, 'şeytan' olduğunu/olabildiğini bilmesidir. Yani, kötü olduğunu/olabildiğini bilmek, tam bir farkındalık halidir. Geriye sadece samimi bir tövbe/özür/eğilme kalır. "O"nun kabul et(me)mesi yine yukarıda dediğimiz gibi "O"nun 'me' takısında gizlidir. Bunun bilgisi sadece "O"ndadır.

Farkındalık halinden hemen sonraki yol da tam da şöyle olmalıdır zannımca.
"Evvela kötü düşüncelerde olmayacaksın. Hadesten necasetten kendini paklayacaksın. Daima pak gezeceksin. Daima hakkın huzurundaymış gibi hareket edeceksin. Yalan söylemeyeceksin. Haram yemeyeceksin. Zem, haset, fesat, gurur, kibir, inat ve buna benzer fena halleri terk edeceksin. Kimse hakkında fena söz söylemeyeceksin. Kalbinde dahi kimse için kötü düşünmeyeceksin. Kendi kulluğunla meşgul olacaksın. Kimsenin ibadetine, inancına karışmayacaksın. Kimsenin inancını hor görmeyeceksin."

Hem dalgalı mutedil hem de (ah)kâm olsun diye:

(Fa)kirliliğim değil,
(Z)enginliğimdir "o"

Uzak durduğum değil,
Hasretimdir "o"

Bilmediğim değil,
Derinden değdiğimdir "o"

(Vaz)geçtiğim değil,
Ne böyle sevdiğim, ne de böyle seveceğimdir "o"

Varsa da, yoksa da 1 eylediğimdir "o"

Çayım da "o"
Rakım da "o"
Denizim de "o"
Dağım da "o"

Bazen 'hiç' "o"
Bazen 'hep' "o"

(G)özün (g)ördüğü hep "O"

Sevgiyle 19

(İllüstrasyon alıntıdır.)



✅ Bu içerik Kişisel Blog – Hayatı (G)özlemek tarafından hazırlanmıştır. Kullanmak ve/veya kopyalamak isterseniz serbestsiniz. Helaldir yani 😉👌

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaparken:
1. Yaptığınız yorumun, mutlaka yazımla alakalı olmasına özen gösteriniz.
2. Yorumlarınızda yazım ve dil bilgisi kurallarına uymaya çalışın lütfen.
3. Konu ile ilgili olmayan sorularınız için İletişim sayfasını kullanınız.