ONURLU VE SERÇİN BİR GECE

(G)özü sadece kendi (g)özündeki yaşlı adam kendi halinde ve dahi kendisi ile muhabbette iken, bir yandan rakısını yudumluyor, diğer yandan kulaklığıyla seviyesi kendi kontrolünde olan bir seste dem hissettiği şarkıyı yaş(at)ıyordu. Bulunduğu mekanla bütün ama bir o kadar da ayrıydı. Hani, benzetmeye yeltensek, engin ve turkuaz renkli bir deniz içerisindeki balık gibiydi. Hem deniz ile bütünleşik, hem de ayrı. Hem içinde ve ona ait, hem de sınırsızca özgür.

Sayıların önemi yok, anlamlı olduğu yerler dışında ama çokluktan kinaye olsun niyetiyle; yetmişikinci çayını yudumlarken gözleri kapalı, şarkılarına eşlik etmekteydi sesli sesli, öz(ü)gürce. Apansız, bir karaltı belirdi gözlerinin hizasında. Belli belirsiz irkildi; sadece kendisinin farkedeceği şekilde.  Genç bir delikanlı durmaktaydı hepitopu altmış santim ötesinde. Tahta masanın genişliği neredeyse o kadardı çünkü. Masanın tam da öte ucundaki sakallı adam, yüzünde kâh çekingen kâh cesaretli gülüşü ve elinde bardağı ile ona bakıyordu.

Önce anlamlandıramadı. Hani, balık dedik ya, sudan çıkmışçasına bir şok yaşadı yaşlı adam. O sırada hem şarkısını dinliyordu hem de şarkının içine girip (g)özünü akıtıyordu kalemi ile önündeki kaleminin sevgilisi kağıda. Niyetini anlayamadı bu genç delikanlının. Fıtratı gereği olsa gerek, direk (g)özüne baktı; anlayabilmek için niyetini. Farketti samimice güldüğünü. Farketti güzel niyetini. Birşeyler diyordu dudakları genç adamın; ama anlaşılmayan. Yaşlı adam, neden sonra farketti neden anlayamadığını genç adamın dediklerini. Dışarıdan bakılınca durum oldukça şapşalcaydı kesinlikle;  kulağında kulaklık varken anlamaya çalışıp anlayamadığının ayırdına vardı. Yüksek volümlü şarkı haricen konuşan birini duymaya engeldi çünkü. Kendine bunca yıl ve tecrübe ile zar zor öğrettiği bir sakinlikle kulaklarındaki kulaklığı çıkarttı ve duymaya başladı; sakallı genç adamın sesini. Önceleri karaltı gibi ve anlamsız olan, duymaya başlayınca bir aydınlığa ve anlama dönüşüveren adamın sesi artık vücut bulmaya başlamıştı şükür. Allah'tan, yalın cümleler kuruyordu gecenin o saatinde. Naif ses tonundan anlaşılıyor olsa gerek; karşısında oturan adamı belki de denizinden çıkardığının ayırdına idi. Önce şöyle başladı; değişin en güzel başlangıcı ile belki şuurla belki de bilinçaltındaki barışsever ruhu ile:

"Merhaba"...sonra devam etti duraksamadan; artık duyulduğunun enikonu ayırdına.."O kadar güzel söylüyordunuzki, kadeh tokuşturmaya geldim,"

Ağzından bal damlayan birisinin halini almıştı o az önce ne menem denilesi karanlığın. Aydınlığın adı oluvermişti kıymeti kendinden menkul cesareti ile  bir anda az öncesinin karanlığı.

Hemencecik buyur etti yaşlı adam genci masasına. Hatta ısrar eti de denilebilir masasına oturması için, onun güzel değişine aynı şekilde mukabele ederek; yani güleç bir "merhaba"dan hemen sonra. Belki zorlamayla belki dünden razı bir niyetle oturdu genç adam bu sefer altmış santim öteye. Yaşlı adam, gencin cesareti ve dahi samimiyetine karşılık verdi; kadehini kaldırarak, ikinci bir "merhaba" ve arkasından "hoşgeldin" diyerek. Satrançte hamle sırasını savmış oyuncu gibi ve saygıyla niyetini açmasını bekleyerek sustu sonrasında; milyon kere milyon kelimeyle dolu olmasına rağmen.

Tanışmaktan onur duyduğu genç adam, olanca samimiyetiyle belki de babası yaşındaki adamın kâh saygı ile kâh sevgi ile ortak oldu tam da o anda içilen yudumlarına. Gecenin en güzel anlarının habercisi paylaşılan yudumlardan sonra sıraladı kelimelerini ardı ardına; tam bir reklamcı gibi giriş-gelişme-sonucu aynı cümleye sığdırarak.  "Arkadaşım ile oracıkta oturuyorduk. Farkettikki; aslında daha çok o farketti ki, size değmemiz gerekiyor bir şekilde diye" ve noktalı virgül kadar es vererek devam etti cümlesine: "işte o aslında gerekli olmayan gereklilik sayesinde buradayım; ben ve onun adına".

Yaşlı adamsa kıymet(i) hissetti ve sırası geldiğinin farkında, açtı ağzını. "O zaman, 'biz' diyebilen siz, eşzamanlı olmalısınız burada. Beni de katın aranıza da, biraz daha büyük bir 'biz' olalım"

Hemen ardından mekanın nida uçurmaya elverişli zamanı ve ortamı sayesinde diğer kıymetli arkadaş da buyur edildi masaya. Çok da ısrar edilmedi bu sefer ve o da gülerek arşınladı aradaki kısacık mesafeyi, elinde yarısı içilmiş rakı kadehi ile; tam bir hanımefendi edasıyla. Yunus misali gülüşü ve üzüm buğusu gibi güzelliği ile oturdu genç kız, genç ve yakışıklı adamın hemen yanındaki sandalyeye. "Hoşgeldin"ler, "hoşbulduk"lar ve "merhaba"lar bir kez daha tekrarlandıktan sonra yaşlı adam artık sıradan olan direktliği ile "ee, hikayeniz nedir, anlatsanıza" diyerek bodoslamadan girdi konuya. İsmi birkaç denemeden sonra hafızaya kazınabilen olan başladı önce anlatmaya tüm samimiyeti ile. Yargılanmaktan, eleştirilmekten, küçümsenmekten ve yahut garipsenmekten korkmayarak hayatının ışıltılı yanlarını değil tersine tam da sor(g)ularının olduğu yerleri vurguladı. Sahtelikleri yahut yalancı cennetliği ile ünlü Bodrum'da doğmuş olduğundan başladı. Aşka ve aslında sevgiye dair en güzel kabul cümleleri ile devam etti: "Çok varlıklı ancak çok hızlı bir şekilde düşüşe geçmiş bir ailenin ferdi olarak önem verdiğim tek şey, azimli, çabada ve cesur olan bir sevdiğim olsun. İnanın bu bana yeter. Sınır(sızlık)larımı elân bilen ve her daim bilmek isteyenim". Aslında geleceğe çıpa atmadı niyet bildirir gibi. Tersine, tam bir şuurla tam da tarif ettiği gibi birini seve(bile)ceğinin kodlarını verdi. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana Top Secret Drum Corps bile az. Bu öz(ü)gür kızın anlattıklarıyla upuzun bir yolculuğa gitti geldi yaşlı adam; onlar farketmeksizin.

Dakika gibi geçen nice saatten ve onlarca farklı konu başlığından sonra bir es vermek gerekiyordu muhabbete. Çünkü gece sabaha yaslanmış, mekanın da emektarları yorgun düşmüştü. Konuşulacak, paylaşılacak, ders alınacak çok şey vardı da; zaman, ah o zalim zaman akışını keyifteyken ne de fazla arttırıyordu. Kocaman bir an(ı) birikmişti yine hayatı (g)özlerken.

Eh, artık evli evine, köylü köyüne

Sevgiyle 19

✅ Bu içerik Kişisel Blog – Hayatı (G)özlemek tarafından hazırlanmıştır. Kullanmak ve/veya kopyalamak isterseniz serbestsiniz. Helaldir yani 😉👌

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaparken:
1. Yaptığınız yorumun, mutlaka yazımla alakalı olmasına özen gösteriniz.
2. Yorumlarınızda yazım ve dil bilgisi kurallarına uymaya çalışın lütfen.
3. Konu ile ilgili olmayan sorularınız için İletişim sayfasını kullanınız.