ÖLÜNÜN İÇİNDEN DİRİ, DİRİNİN İÇİNDEN DE ÖLÜ ÇIKABİLİR.



Hayat kendi ihtişamı ile öylesine güzel devam etmekte ve "O" sana oyle güzel işaretler vermekte ki. Şükrü bilirsen 'bilir' oluverirsin.

Paylaşmışlığın olduğu bir cana dokunursun. Özlemiştir seni. Elini yalarken; sanki der gibi " özledim seni, sevsene beni, özledim sevmelerini, okşasana kulağımın arkasını, gıdıklasana beni, özel hissettirsene beni..." Sen de özlemişsindir de farkında değilsindir onda ne kadar çok olduğunu. Fark edersin bir şekilde yanında olmasa da gülümseyiverirsin.

Bir dosta sırf o olduğu için minnetinin milyarda biri değerinde bir hediye verirsin. Ve onun gözünde öyle bir müteşekkirlik dolu kabul vardır ki kelimeler bile yetmez algıladığın mutluluğu anlatmaya. Onunla ettiğin yarım saatlik sohbet bile paha biçilmez oluverir. Belki de bir daha edemeyecek olduğunu hissetsen bile...

Özgürce yürürsün, koşarsın, bisiklete binersin.Suratına vuran rüzgar ferahlatır. Eşzamanlı olarak güneş, olanca ihtişamıyla ısıtır üşümüşlüklerini.
Çaresiz kalma(ma) refleksi ile dokunursun birkaç tanıdığına sadece "O"nun iznindeki rızkın için. Ummadığın şekilde geri dönüş yapar birileri. Şaşırtır seni. Çaba gösterir senin refahın için. Sesinden bile anlayıverir "ihtiyacım var sana"yı; 'çaba herşeydir, herşey çaba olmasa da' sözünü doğrularcasına.

Zevk aldığın, keyif aldığın şeye devam edersin olanca kabulünle, sakinliğinle. Olsun, o yerinde öyle diyerekten. Bakarsın ki bir anda rakının tadı başka olur. Kevser içer gibi olursun hiç tadını bilmesen de, cennetteymiş gibi çok hissetmiş olsan da.

En olmadık anda bir mesaj gelir uzaklardan, uzak zamanlardan. Değilmektir ilacı. Değerek değdirirsin kendine. Uçar gider sor(g)ular. Dinleyerek dinletirsin. Dinleterek dinlersin. Dindirirsiniz karşılıklı.

Uzun zamandır geçemediğin kendi kıraş bölümünü geçmen için seferber olur insanların. Onların maksadı yardımdır. Seninki "devam edeyim de başka bölümlerde neler var acaba? heyecanı, açgözlülüğüdür, fıtratının doğal sonucu. Alan razı, veren razıdır beklentisiz. Arz-talep, alış-veriş vs vs vs'dir.

Yanında, yamacında oturan 2 yaşında bir çocuğun süt dişleri ile gülümsemesidir. Bir anda ona karikatür çizerken bulursun kendini. O sana zaten değmiştir de; mesele sen ona değebilecek misin acaba?dadır. Hele de kız ise bir cilveleşir ki seninle; sorma gitsin. Notlarını yazdığın defterinin en orta yerine bir tırtıl çizer; sen o tırtılı ilizyona müsait gözlerinle bakarsan göremezsin. Empati ile bakabilirsen eğer rengarenk tırtılı görürsün, hatta görebildiğine şaşırmazsın bile. "Aman kalemi hoyratça sallamasın da zeval gelmesin"i düşünmeden edemezsin. Annesi ve babası bir yandan kıskanırken onun keyifli halini gördükçe yüzlerindeki tebessüme engel olamazlar. Sen de bu tebessümden bağımsız zaten farklı bir dille konuşmaktasındır o şapşal ile. Apansız bakarsın ki domino etkisi gibi tebessümler bir temaşaya dönüşür.

Bir anda bir müzisyenin içine doğan notalar gibi yazma isteğidir bazen. Yazdıkça yazasın gelir.
Hayat ölümle içiçedir. Tıpkı Meksika atasözündeki gibi; "bizi gömmeye çalışanlar, tohum olduğumuzu bilmiyorlardı"

Sevgiyle 19

(Not:fotoğraf alıntıdır.)

✅ Bu içerik Kişisel Blog – Hayatı (G)özlemek tarafından hazırlanmıştır. Kullanmak ve/veya kopyalamak isterseniz serbestsiniz. Helaldir yani 😉👌

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaparken:
1. Yaptığınız yorumun, mutlaka yazımla alakalı olmasına özen gösteriniz.
2. Yorumlarınızda yazım ve dil bilgisi kurallarına uymaya çalışın lütfen.
3. Konu ile ilgili olmayan sorularınız için İletişim sayfasını kullanınız.